Cinsiyet Değişikliği Hukuki Sürecinde Sık Sorulan Sorular

Cinsiyet Değişikliği Ameliyat İzin Davası Ne Zaman Açılmalıdır ?

Davacı davasını hastane sürecinin başında açabileceği gibi, takibinde olduğu hastanenin/ hekimin yönlendirdiği tarihte de açabilir. Mahkemenin cinsiyet değişikliği izin davasında sağlık kurulu raporunu isteyeceği ve bu raporun geleceği sürenin önemli olduğu unutulmamalıdır. Hakim dava açıldığı zaman, hastaneye sevk yazısı yazacak ve transeksüel yapıda olup olmadığını ve cinsiyet değişikliğinin ruh sağlığı açısından zorunlu olup olmadığını soracaktır.

Cinsiyet değişikliği davalarıyla ilgilenen bir avukattan hukuki destek alınarak sürecin ne kadar süreceği ortalama olarak öğrenilebilecektir.

Cinsiyet Değişikliği Davası Hangi Mahkemelerde Açılır ?

Cinsiyet Değişikliği davasında yetkili mahkeme davacının yerleşim yeri mahkemesi olup, görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Kişinin resmi ikametgahının olduğu yerdeki asliye hukuk mahkemesinde açılması gerekir.

Cinsiyet Değişikliğine İzin Davasında Mahkemeden Aldığım İzin Kararı Ne Kadar Süre Geçerlidir ?

Kararın kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra zaman aşımına uğrar.

Üreme Yeteneğinden Yoksun Kalma Şartı Kalktı Bu Ne Demek ?

Anayasa Mahkemesi, 20/03/2018 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan, 29/11/2017 tarih 2017/130 Esas ve 2017/165 Karar sayılı kararı ile burada bulunan ““üreme yeteneğinden sürekli biçimde yoksun bulunma” şartını iptal etti. Bu karar da artık ameliyat olunmaksızın nüfusta cinsiyet hanesi değiştirilebilecek şeklinde yorumlanabilir biçimde anlaşıldı. Fakat esasında olan şudur: Yalnızca hormon kullanmak kişiyi üremeden sürekli yoksun bırakmaz. Kanunun istediği “üreme yeteneğinden sürekli bir biçimden yoksunluk”, ancak ameliyat ile sağlanabilen bir koşuldur.

Yani kanun eskiden, davasını açana kadar hormon kullanmış ve ancak henüz ameliyatını olmamış ve ameliyat olmak için mahkemeden izin isteyen kişiye, “önce üremeden sürekli yoksun olduğunu ispatla” diyordu. Bu durumda alınan sağlık kurulu raporlarında, kişi doğal olarak henüz ameliyatını olmadığı için “üremeden sürekli yoksundur” yazmıyordu. Hakimler ise “bu halde kanuni şartları taşımıyorsun” diyerek davacının davasını reddediyordu.

Türk Medeni Kanunu’nun 40. maddesinin 2. fıkrasında bulunan “tıbbi amaç ve yöntemlere uygun ameliyat” şartı durmaya devam ettiği sürece, nüfus sicilindeki cinsiyet hanesinin değiştirilmesi için ameliyat olma zorunluluğu devam etmektedir. Burada istenen ameliyatlar da vajinoplasti ve histerektomi ve hatta bazen falloplasti olduğundan, kişinin bu ameliyatları olup hala üreme yeteneğine sahip olması da mümkün olmadığından, Türkiye’de nüfustaki cinsiyet hanesi değişimi için teknik olarak halen üreme yeteneğinden yoksunluk şartı arandığı ortadadır.

Cinsiyet değiştirme davası hukuki süreci hakkında bilgi almak için tıklayınız.